|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
hos bir mektup , ben cok guldum okurken
Ben bu erkek milletini anlamiyorum, anlamiyorum, yokmu kardesim bunlarin
normal yapilmisi... Ne oldu diyeceksiniz, daha ne olsun. Selim efendiye
taktik yaptim, acik oldum, bütün duygularimi, beklentilerimi tertemiz
anlattim. Seksi kadin oldum, iyi ahci oldum, az dirdir yaptim, ne oldu
biliyormusunuz, adam valizini kapti, saksilarini aldi, küt benim eve
yerlesti.... Basta hosuma gitti, sonra beter sikildim. Özgürlük alanim
kalmadi, huzur alanim yok oldu. Ben kücük evimde nereye baksam, 1,80
boyunda 95 kilo bir yaratikla karsilasiyorum. O yoksa bile onun
artiklariyla karsilasiyorum... Tamam eve ruh geldi, nese geldi ancak
ayni anda bitmiyen bir gürültü, bitmeyen bir istekler demedi, bitmeyen
bir yemek ihtiyaci da geldi...
Bu nasil bir sikinti anlatamam. Otuzbes yasina geldim, hic bir erkekle
ayni evde kalmamistim. Erkek evde olunca devamli bakimli, seksi, her an
sevismege hazir dolasmalisin. Dolasma sende diyeceksiniz ancak o zaman
korkularim, yalnizlik senfonim aklima geliyor hep. Neyse adam ilk eve
yerlesti benim tombul terliklere kafayi takti, "seksi öldürenmis" bu
terliklerin adi, öbürsü gün elinde bir cift siyah deriden topuklu, önden
bantli terlikle geldi, anacigim beni o topuklarin üstünde yemek yaparken
toz alirken düsünsenize. Etek severmis, rica etti, o varken etek
giyilecek, makyajli kadina bayilirmis devamli berberli, makyajli
dolasilacak. Tabiki öyle dolasinca hep pesimden geliyor, hosumada
gidiyor. Kücük bir köpek yavrusu gibi yumusacik, yilisik.... Adam
sihhatli, gürbüz devamli yemek istiyor, kahve istiyor, su istiyor,
elinin körünü istiyor, bide hep beni yaninda istiyor... Diskoveri
kanalda böceklerin hayatini seyrederken, kocaman eli bacaklarimin
üstünde, kalkmaya yeltensem, homur homur ediyor. Bireliyle bacagimi
götürüyor bir eliyle findik, fistik. Devamli fikra anlatiyor, devamli
soru soruyor, ilgi istiyor,,, bayilacagim sonunda.... Yok adam bonkör,
hep eli dolu geliyor, et yemem diye naziklik yapmis, manavi bana
tasimis, yatagin alti bile karnibahar dolu. Seviyorum diye devamli cicek
getiriyor, güller, papatyalar, artik üstüme üstüme geliyor ciceklerde,
saksilarda. En kötüsü annesindenmi ögrenmis ne, evdeyken devamli lavanta
kolonyasi sürüyor, püfür püfür les gibi. Birde yemek yapmayi cok
seviyor, beni karsisina oturtup, mutfakta yemek yapiyor, zorla yediriyor
sonrada mutfagi toplamak iki saat sürüyor. Yaptiklarini da görseniz,
gülmekten olursunuz ama o cok mutlu kendini büyük sef zannediyor... Yani
kabul ediyorum beni güldürüyor, beni neselendiriyor, yalnizligimi
unutturdu. Gürültüsüne alistim, yatagim isindi, kalbim isindi,
düsünecek, sikilacak vaktim kalmadi. Hele beni kocaman üpünce cok hosuma
gidiyor. Beni aptal bir filme götürünce, sonrada bu cok basit filmi
muazzam birseymis gibi anlatinca, bana dilli kaserli tost alinca, ye ye
cok güzel deyip beni zorlayinca da cok hosuma gidiyor. Bir tarafta bu
yumusak, kocaman naif adam ve gürültüsü, bir tarafta, klasik muzik,
selulit kremlerim, bigudilerim, kendime aciyarak gecirdigim geceler var..
Düsünüyorumda Allah biz kadinlari özgür, zeki, kabiliyetli yaratmis.
Yürüyün be hicbirseye ihtiyaciniz yok demis tamamda ,ben niye bu
yaratikla kendimi daha tam, mutlu, neseli hissediyorum. Niye gülen
gözlerini, basit yapisini, kolunun altina girip sicacik omuzlarini
özlöyorum. Seviyorum demek istemiyorum, ben böyle bir yaratigi sevemem,
sadece kapi calinca ve onu karsimda görünce icimden sarilip hos geldin
ayi demek geliyor.. Ayi diyorum cünkü dün aksam iki saat bana, kutup
ayilarini seyrettirdi ve ayi taklidi yapti, nefretlikti, nefretlik...
Sonra yattik, yatakta ayiligi devam etti, ancak o anlardan pek sikayet
edemiyecegim. Sabah, üstümden cidden ayi gecmis gibi uyandim, benim ayi
dedigim, misil misil bir bebek gibi uyuyordu. Bak basina gelene be
Selime dedim, bu arada tebessum ettigimin farkina vardim. Ulan ayicik,
iyiki varsin be dedim....
Sevgimle kalin
Selime...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|